Devamsızlık Nedeniyle İşten Çıkarma

Bu yazımızda, devamsızlık nedeniyle işten çıkarma, diğer bir adıyla devamsızlık nedeniyle işçinin iş akdinin derhal feshi konusu incelenecektir. Devamsızlık nedeniyle bir işçinin iş akdinin feshedilebilmesi için 4857 sayılı Kanun’da belirtilen düzenlemelere ve sürelere uyulması oldukça önemlidir. Aksi taktirde, işçi tarafından açılacak bir tazminat ya da işe iade davası işveren aleyhine sonuçlanacağı gibi işveren tarafından yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin de ödenmesi gündeme gelecektir. Dolayısıyla, maddi açıdan büyük bir kayba uğranılmaması için bu sürecin titiz bir şekilde yürütülmesi, gerekli tutanakların doldurulması ve feshin Kanun’da belirtilen şekil ve günde yapılması gerekir.

Devamsızlık Nedeniyle İşçinin İş Akdinin Derhal Feshi

Devamsızlık nedeniyle işten çıkarma konusunun incelenebilmesi için öncelikle işçinin hangi sebeple devamsızlık yaptığının anlaşılması gerekir. İşçinin, sağlık sebebiyle devamsızlık yapması ile herhangi bir mazereti bulunmaksızın devamsızlık yapması halinde iş akdinin feshi birbirinden farklıdır. Genel anlamda, 4857 sayılı İş Kanunu’nda yer alan devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshi sebepleri aşağıda sıralanmıştır:

  • 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/I-a bendi uyarınca, işçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.
  • 4857 sayılı İş Kanunu 25/IV bendi uyarınca İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.
  • 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-g bendi uyarınca işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.

Uygulamada genel anlamda, İş Kanunu’nun 25/II-g bendi kapsamında devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshine sıklıkla rastlanılmaktadır.

İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.

Bu fesih türüne uygulamada pek rastlanılmadığını belirtmek gerekir. Kanun’da işçinin derli toplu olmayan yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması durumundan bahsedilmiştir. Yani, işçinin sadece derli toplu olmayan bir yaşantısının bulunması yeterli değildir aynı zamanda bu sebeple bir hastalığa yakalanması ve devamsızlık yapması gerekir. Yargıtay kararlarında yer alan ve derli toplu olmayan sebeplerden doğan hastalık ya da engellerin bazıları aşağıda sıralanmıştır.

  • İşçinin derli toplu bir yaşantısının olmaması sebebiyle ateşli silahla vurularak yaralanması ve buna bağlı olarak tedavi altına alınması sebebiyle ardı ardına üç iş gününden fazla gelmemesi,
  • İşçinin aşırı alkol kullanımı sebebiyle tedavi altına alınması ve bu sebeple devamsızlık yapması,

İşçinin, yukarıda belirtilen sebeple iş akdi derhal feshedilirse, kendisine kıdem tazminatınn ödenmesi gerekir. Bu nedenle, ilgili madde kapsamında iş akdinin feshi ile, İş Kanunu’nun 25/II-g bendi kapsamında yapılan fesih birbirinden tamamen farklıdır. Fakat, her halde işverenin ihbar tazminatı ödeme, bildirim süresini bekleme ve savunma alma yükümlülüğü bulunmamaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu 25/IV bendi uyarınca İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.

İşçinin gözaltına alınması ya da tutuklanması halinde, işçinin kıdem süresi esas alınarak hesaplanacak bildirim süresinin geçilmesi durumunda iş akdi haklı nedenle derhal sonlandırılabilir. Bildirim süreleri aşağıdaki şekildedir:

  • Altı aydan az süre için iki hafta
  • Altı ay ile birbuçuk yıla kadar kıdem dört hafta
  • Birbuçuk yıl ile üç yıla kadar kıdem için altı hafta
  • Üçyıldan fazla süren kıdem için sekiz hafta

Örneğin bir işçinin 4 yıldır iş yerinde çalıştığını, isnat edilen bir suç sebebiyle 3 aydır tutuklu olduğunu düşünelim. Bu durumda, işverenin işçinin iş akdini feshetmesi mümkündür.

Bu sebeple iş akdinin feshedilmesi halinde işçiye kıdem tazminatı ödemesinin yapılması gerekir. İhbar tazminatı ödemesi yapılmaz. Bildirim süresi verilmesi ya da savunmasının alınması gerekli değildir.

İşçinin herhangi bir mazereti olmaksızın iş akdini feshetmesi hali

Eğer bir işçi işverenden herhangi bir izin almaksızın ya da haklı bir sebebe dayanmaksızın;

  • Ardı ardına iki iş günü
  • Bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü
  • Bir ayda üç iş günü

Devamsızlık yapması halinde devamsızlık nedeniyle iş akdi derhal feshedilebilir. Örnek verecek olursak, iş yerinde Pazar günleri hafta tatili yapıldığını düşünelim. İşçinin bir ay içerisinde iki kez pazartesi günü işe herhangi bir mazereti ya da haklı sebebi olmaksızın gelmemesi halinde iş akdi derhal feshedilebilir.

Bu durumda, iş akdinin feshinin 6 iş günü içerisinde yapılması gerekir. Bu halde yapılacak fesihlerde işçi kıdem tazminatına ya da ihbar tazminatına hak kazanmaz. İşçinin savunmasının alınması gerekmez.

Devamsızlık Yapan İşçinin İş Akdi Nasıl Feshedilir?

Bu yazıda belirtilen hususlar meydana geldiyse, öncelikli olarak işçinin devamsızlık yaptığı her iş günü için devamsızlık tutanağı hazırlanmalıdır. Bu tutanakta, tutanağın hazırlandığı gün, işçinin mazeretsiz bir şekilde devamsızlık yaptığı gün açık bir şekilde yazılmalı, iki tanık ile birlikte tutanak imzalanmalıdır. Akabinde şartların oluşması ile birlikte işçiye herhangi bir bildirim süresi verilmeksizin iş akdi feshedilebilir. Fakat, her halükarda iş akdinin devamsızlık nedeniyle feshedilmesi halinde işçye yazılı bir şekilde iş akdi feshi yazısının bildirilmesinde ispat açısından fayda vardır.

YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 18.04.2019 tarihli ve 2016/11628 E., 2019/9176 K. sayılı kararında özetle;

“4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (I) numaralı bendinin (a) alt bendinde, “işçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye  düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hale gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla  ürmesi” halinde işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır.İşverenin Kanun’un 25/I-a. maddesi uyarınca derhal feshi, aynı maddenin (g) alt bendinde geçen devamsızlık nedeniyle fesih hakkından bağımsızdır. Maddenin anılan (g) alt bendinde, işçinin izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmemesi hali söz konusudur.İşverenin 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (a) ve (b) bentleri yönünden feshi haklı fesih olmayıp, kıdem tazminatı ödemekle yükümlüdür. Ancak, Kanun işverene derhal fesih hakkı tanıdığından, işverenin bildirim sürelerine uyma ve ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır.Somut olayda, davacının iş sözleşmesin derli toplu yaşantısı olmaması ve ateşli silahla vurularak yaralandığı, buna bağlı olarak sağlık sebebiyle tedavi altına alınarak habersiz üç gün işe gelmemesi nedeniyle 4857 sayılı Yasa’nın 25/1-a maddesi uyarınca feshedilmiştir. Davacının dosya kapsamındaki ifade tutanakları ile davalı işverenin 26/02/2014 tarihli davacının devamsızlığını belirten tutanak dikkate alındığında davacının işyerine üç gün devamsızlık yaptığı, işverenin bildirimsiz fesih hakkının doğduğu,bu tür fesihlerde işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakla birlikte, yasa gereği ihbar öneli verme, ihbar tazminatı ödeme zorunluluğu olmadığı anlaşıldığından, Mahkemece kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekli iken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 17.10.2022 tarihli ve 2022/10185 E., 2022/12674 K. sayılı kararında özetle;

“Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde 11.07.2014-21.07.2016 tarihleri arasında açma kesme personeli olarak çalışan davacının … sözleşmesi; kararın İlgili Hukuk kısmının (2) numaralı paragrafında belirtilen 4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin (I) numaralı bendinin (b) alt bendine göre aynı bendin (a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum, gebelik gibi hâllerinin işyerindeki çalışma süresine göre aynı Kanun’un 17 nci maddesindeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra işverenin bildirimsiz fesih … doğduğu gerekçesiyle sonlandırılmıştır. 2. Gerek İlk Derece Mahkemesi gerekse Bölge Adliye Mahkemesince, fesih sebebine göre kararın İlgili Hukuk kısmının (3) numaralı paragrafında yer verilen 4857 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi gereği davacıdan savunma alınmadığı gerekçesiyle feshin geçersiz olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki kararın İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen emsal yargı kararı ile (5) numaralı paragrafında belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 19.10.2018 tarihli ve 2017/9 Esas, 2018/10 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, 4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin (I) numaralı bendinin (b) alt bendine göre yapılan fesihlerde savunma alma zorunluluğu bulunmamaktadır. 4. Şu durumda, … sözleşmesinin feshinden önce davacıdan savunma alınmamış olması feshi geçersiz kılmaz.

 Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacının 4857 sayılı Kanun’un 17 nci maddesindeki bildirim sürelerini altı hafta aşan süre ile raporlu olup olmadığı konusunda yeterli bir araştırma yapılmadığı görülmektedir. İlk Derece Mahkemesince belirtilen husus araştırılıp sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olduğundan hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 05.10.2015 tarihli ve 2014/14205 E., 2015/27285 K. sayılı kararında özetle;

“Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, feshin haklı nedene dayandığını davalı işverenin ispat edemediği, devamsızlık tutanaklarında davalı ile kardeşi dışında bir işyeri çalışanın imzasının bulunmadığı, ayrıca devamsızlık nedeniyle iş akdinin fesih edildiğine dair bir bildirimde yapılmadığı, bu nedenle davalı beyanlarına itibar edilmediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı ayrıca davacının yıllık ücretli izin ve ücret alacağı da olduğu ancak hafta tatili ücretine hak kazanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.”

Detaylı bilgi için uzman avukatlarımız ile iletişime geçebilirsiniz.

Leave a comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

go top